Kızlık zarının biyolojik işlevi, yapısı ve toplumdaki yanlış inanışları hakkında Op. Dr. Öznur Dündar Akın bilimsel açıklamalar yapıyor
Kadın anatomisinin en çok merak edilen konularından biri olan kızlık zarı, tıpta “hymen” olarak adlandırılır. Vajina girişinde yer alan bu ince doku, tarih boyunca hem biyolojik hem de kültürel olarak farklı anlamlar taşımıştır. Halk arasında “bekaret zarı” olarak da bilinen bu yapının asıl görevi ise çoğu zaman yanlış anlaşılmıştır.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Öznur Dündar Akın, kızlık zarının vücutta bulunma nedeninin sanıldığı gibi cinsel bir anlam taşımadığını, aksine biyolojik bir koruma mekanizması olduğunu vurgulamaktadır.
Kızlık zarı, vajinanın dış kısmında yer alan esnek bir mukozal dokudur. Çoğu kadında ortasında adet kanının dışarı çıkmasını sağlayan küçük bir açıklık bulunur. Bu açıklığın şekli, zarın kalınlığı ve esnekliği kişiden kişiye değişir.
Bazı kadınlarda zar çok inceyken, bazılarında daha kalın ve dayanıklı olabilir. Hatta bazı kadınlar doğuştan kızlık zarı olmadan dünyaya gelir. Bu durum tamamen doğaldır ve sağlık açısından herhangi bir sorun oluşturmaz.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, kızlık zarının yapısal farklılıklarının tamamen genetik olduğunu ve her kadının anatomisinin birbirinden farklı olmasının normal bir durum olduğunu belirtmektedir.
Kızlık zarının varlık nedeni, bilim insanları tarafından uzun yıllardır araştırılmaktadır. Günümüzde en çok kabul gören görüş, bu yapının koruyucu bir bariyer işlevi gördüğüdür.
Kızlık zarı, özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde vajinayı dış ortamdan gelebilecek mikroplardan korur. Bu dönemlerde vajinanın kendi savunma mekanizması tam gelişmediği için, zar bir tür doğal savunma duvarı gibi davranır.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, kızlık zarının çocukluk çağında bakterilere karşı koruyucu bir işlev üstlendiğini, ergenlikle birlikte bu görevin önemini yitirdiğini açıklamaktadır.
Ergenlik döneminde hormonların etkisiyle vajinal flora gelişir, vajina kendini koruyabilecek hale gelir. Bu nedenle kızlık zarının yetişkinlikte belirgin bir biyolojik görevi kalmaz.
Her kadının kızlık zarı aynı değildir. Tıp literatüründe birkaç farklı zar tipi tanımlanmıştır:
Bu çeşitlilik tamamen doğaldır. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, kızlık zarının şeklinin, kalınlığının veya varlığının kadının cinsel geçmişiyle hiçbir bağlantısı olmadığını özellikle vurgulamaktadır.
Toplumda en yaygın inanış, kızlık zarının yalnızca cinsel ilişkiyle bozulduğudur. Oysa tıbbi açıdan bu doğru değildir.
Kızlık zarı; spor aktiviteleri, düşme, mastürbasyon, jinekolojik muayene veya tampon kullanımı gibi nedenlerle de yırtılabilir.
Ayrıca bazı zar tipleri son derece esnektir ve cinsel ilişki sonrasında bile yırtılmadan kalabilir.
Bu nedenle kızlık zarının durumu, bir kadının cinsel yaşamı hakkında kesin bilgi vermez.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, zarın bozulup bozulmadığının ancak jinekolojik muayene ile anlaşılabileceğini, bunun dışında yapılan tahminlerin doğru olmadığını belirtir.
Kızlık zarı, bazı toplumlarda bekaretin simgesi olarak görülmüştür. Ancak modern tıp, bu anlayışın bilimsel bir dayanağı olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Zarın varlığı ya da yokluğu, bir kadının ahlaki değerleriyle veya yaşam tercihleriyle ilişkilendirilemez.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, kadınların bu konuda yaşadığı toplumsal baskıların ve yanlış inanışların duygusal travmalara yol açabileceğini, bu nedenle doğru bilgilendirmenin çok önemli olduğunu ifade etmektedir.
Kadınların kendi bedenlerini tanımaları, yanlış bilgilerden uzak durmaları ve gerekirse profesyonel danışmanlık almaları, psikolojik olarak rahatlamalarına yardımcı olur.
Bazı kadınlar kültürel, psikolojik veya özel nedenlerle kızlık zarını yeniden oluşturmak isteyebilir. Bu işlem tıpta himenoplasti olarak adlandırılır.
Lokal veya genel anestezi altında yapılan bu operasyon, estetik cerrahinin bir dalıdır. Zarın yırtılmış kısmı dikilerek yeniden doğal bir görünüm kazandırılır.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, himenoplasti işlemlerinde gizliliğin son derece önemli olduğunu, bu operasyonun kişisel tercih olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgular.
İşlem kısa sürede tamamlanır ve genellikle birkaç hafta içinde iyileşme sağlanır.
Kızlık zarı, kadın vücudunun doğal bir parçasıdır ve varlığının temel nedeni biyolojiktir. Çocukluk döneminde enfeksiyonlara karşı koruyucu bir rol oynayan bu doku, ergenlikle birlikte önemini yitirir.
Kızlık zarının şekli, kalınlığı veya esnekliği kişiden kişiye değişir ve cinsel yaşamla doğrudan ilişkilendirilemez.
Kadınların bu konuda doğru bilgilere ulaşması, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan büyük önem taşır.
Alanında deneyimli kadın doğum uzmanı Op. Dr. Öznur Dündar Akın, kızlık zarı hakkında bilimsel, tarafsız ve gizlilik esasına dayalı bir yaklaşımla hastalarına güvenilir bilgiler sunmakta, yanlış inanışların yerine tıbbi doğruları yerleştirmeyi amaçlamaktadır.
Butona basıp bizimle iletişime geçebilirsiniz
İletişime Geç!
Yeni bir hayatın başlangıcında, annenin ve bebeğin sağlığı her şeyden önemlidir.
Bu Tasarım © 2021 SEO Mucidi tarafından yapılmıştır.