Tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi, genetik hastalıkları önlemek için yapılır. Op. Dr. Öznur Dündar Akın uzman desteği sunar.
Tüp bebek tedavisi, günümüzde çocuk sahibi olmakta zorluk yaşayan çiftlere umut veren en gelişmiş yardımcı üreme yöntemlerinden biridir. Kadın ya da erkek kaynaklı kısırlık problemleri, açıklanamayan infertilite, yaş faktörü, düşük yumurta rezervi gibi durumlarda tercih edilen bu yöntem, laboratuvar ortamında döllenmenin sağlanarak embriyonun anne rahmine transfer edilmesine dayanır. Başarı oranları teknolojik ilerlemelerle her geçen gün yükselmektedir. Ancak tüp bebek uygulamaları yalnızca gebelik şansı sunmaz, aynı zamanda embriyo üzerinde genetik inceleme yapılmasına da olanak tanır. Bu incelemeler sayesinde hem sağlıklı embriyo seçimi yapılabilir hem de embriyonun cinsiyeti belirlenebilir. Bu noktada en sık sorulan sorulardan biri şudur: “Tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi yapılır mı?”
Cinsiyet seçimi teknik olarak mümkündür fakat bu uygulama yalnızca belirli şartlar altında, genetik hastalıkların önlenmesi gibi tıbbi nedenlerle yapılmaktadır. Türkiye’de ve birçok ülkede yasal düzenlemeler cinsiyet seçiminin kişisel ya da sosyal tercihler doğrultusunda kullanılmasını yasaklamaktadır. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçiminin bilimsel açıdan faydalı olabileceğini, ancak bunun yalnızca hastalıkların önlenmesi amacıyla yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Cinsiyet seçiminin tıbbi açıdan en önemli nedeni, cinsiyetle ilişkili genetik hastalıkların önlenmesidir. Bazı kalıtsal hastalıklar yalnızca erkek çocuklarda, bazıları ise yalnızca kız çocuklarda görülmektedir. Hemofili, Duchenne kas distrofisi gibi hastalıklar erkek çocuklarda ortaya çıkar. Bu durumda çiftlerin kız embriyo seçimi yapması, nesilden nesile geçen ciddi sağlık sorunlarını engelleyebilir. Benzer şekilde bazı nadir hastalıklar yalnızca kızlarda görülebilir ve bu durumda erkek embriyo seçimi tercih edilir. Bu yaklaşım, sağlıklı nesillerin doğmasına katkıda bulunur. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, bu tür durumlarda cinsiyet seçiminin sadece bir tercih değil, aynı zamanda bir tıbbi zorunluluk olduğunu belirtmektedir.
Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT)
Tüp bebek tedavisi sırasında embriyonun cinsiyetini belirlemek için kullanılan en yaygın yöntemlerden biri Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) yöntemidir. Laboratuvar ortamında döllenen embriyolardan birkaç hücre alınır ve genetik yapıları incelenir. Bu inceleme sırasında embriyonun kromozomları analiz edilerek hem genetik hastalıklar hem de cinsiyet belirlenebilir. Böylece sağlıklı ve istenen cinsiyete sahip embriyo seçilerek anne rahmine transfer edilir.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, PGT uygulamalarında kullanılan teknolojilerin son derece hassas olduğunu ve embriyoya zarar vermeden yapıldığını, bu nedenle güvenli bir yöntem olduğunu vurgulamaktadır.
Embriyo biyopsisi sırasında embriyodan hücre alınarak genetik laboratuvarlarda detaylı inceleme yapılır. Bu yöntem sayesinde yalnızca cinsiyet değil, aynı zamanda kromozom sayısı, kromozomal bozukluklar ve kalıtsal genetik hastalıklar da tespit edilir. Embriyonun sağlıklı olup olmadığı öğrenildikten sonra en uygun embriyo transfer edilir. Bu sayede gebelik şansı artar ve düşük riski azalır.
Türkiye’de tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi yalnızca tıbbi nedenlerle yapılabilmektedir. Yani ebeveynlerden çocuğa geçme riski olan ciddi bir genetik hastalık varsa embriyo üzerinde cinsiyet belirleme işlemi yapılır. Ancak yalnızca erkek ya da yalnızca kız çocuk sahibi olma isteği gibi sosyal veya kişisel tercihlere dayalı cinsiyet seçimine izin verilmez. Bu düzenleme, hem etik değerlerin korunması hem de toplumda cinsiyet dengesinin bozulmaması açısından önemlidir.
Op. Dr. Öznur Dündar Akın, Türkiye’deki bu yasal çerçevenin oldukça yerinde olduğunu, çünkü cinsiyet seçiminin sosyal nedenlerle yapılmasının toplumda ciddi dengesizliklere yol açabileceğini ifade etmektedir.
Dünyada cinsiyet seçimi konusunda farklı yaklaşımlar vardır. Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletlerinde sosyal nedenlerle bile cinsiyet seçimi yapılabilirken, Avrupa ülkelerinin çoğu bu uygulamayı yalnızca genetik hastalıkların önlenmesi için izinli hale getirmiştir. İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde sosyal nedenlerle cinsiyet belirlemek yasaktır. Bu durum, ülkelerin etik değerleri, dini görüşleri ve toplumsal yapılarına göre farklılık göstermektedir.
Tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi, etik açıdan çok tartışmalı bir konudur. Bir grup uzman, ailelerin özgür iradeleriyle çocuklarının cinsiyetini seçebilmeleri gerektiğini savunurken, diğerleri bu uygulamanın uzun vadede toplumsal dengesizliklere yol açacağını ve kadın–erkek oranını bozabileceğini belirtmektedir. Bazı ülkelerde kız çocukların ikinci planda görülmesi, yalnızca erkek çocuk tercih edilmesi gibi toplumsal sorunlar yaşanabilir. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, bu nedenle cinsiyet seçiminin tıbbi zorunluluk dışında kullanılmasının doğru olmadığını ve etik açıdan da sakıncalı olabileceğini vurgulamaktadır.
Cinsiyet seçimi, genetik hastalıkların önlenmesi açısından önemli bir avantaj sağlar. Ayrıca çiftlere doğacak çocukları hakkında bilgi verir ve sağlıklı bir gebelik şansını artırır. Tıbbi zorunluluk durumlarında ailelerin daha güvenle çocuk sahibi olmasını mümkün kılar.
Her ne kadar güvenli yöntemlerle yapılsa da embriyoya biyopsi yapılması belirli riskler taşır. Embriyoya zarar verme ihtimali düşük olsa da mevcuttur. Ayrıca cinsiyet seçimi beklentisiyle tedaviye başlayan çiftlerde olumsuz sonuçlar olduğunda hayal kırıklığı yaşanabilir. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, risklerin en aza indirilmesi için cinsiyet seçiminin yalnızca deneyimli merkezlerde yapılması gerektiğini belirtmektedir.
Tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi, klasik tüp bebek uygulamalarına göre daha gelişmiş laboratuvar teknolojileri ve ek işlemler gerektirir. Bu nedenle maliyetler artabilir. Ancak fiyatlar konusunda kesin rakam vermek mümkün değildir çünkü her hastanın durumu farklıdır. Kullanılan teknikler, yapılan testler, embriyo sayısı ve laboratuvar koşulları maliyeti etkileyen başlıca unsurlardır. Çiftlerin tedaviye başlamadan önce merkezlerden bilgi alması gerekir. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, hastalarının hem tıbbi hem de mali süreçleri anlaması için kapsamlı bilgilendirme yaptığını vurgulamaktadır.
Gelişen genetik bilimleri ve tüp bebek teknolojileri sayesinde 2025 yılında cinsiyet seçimi çok daha hassas ve güvenilir hale gelmiştir. Yeni nesil dizileme yöntemleri, embriyonun genetik yapısının daha detaylı incelenmesini sağlar. Bu sayede yalnızca cinsiyet değil, aynı zamanda pek çok kalıtsal hastalık embriyo transferi öncesinde tespit edilebilmektedir. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, 2025 yılında tüp bebek tedavilerinde kişiselleştirilmiş yaklaşımların ön planda olduğunu, her çift için farklı planlama yapıldığını ve teknolojinin sürece büyük katkı sunduğunu belirtmektedir.
Tüp bebek tedavisi sırasında cinsiyet seçimi, bazı aileler için sağlıklı çocuk sahibi olmanın tek yolu olabilir. Örneğin genetik hastalık taşıyan çiftler, cinsiyet seçimi sayesinde sağlıklı bir evlat sahibi olabilir. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, bu konuda çok sayıda başarılı vaka örneği bulunduğunu, ailelerin mutlu sonuçlara ulaşmasının en büyük motivasyon kaynağı olduğunu ifade etmektedir.
Tüp bebek tedavisinde cinsiyet seçimi, teknik olarak mümkündür ve genetik hastalıkların önlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Ancak Türkiye’de ve birçok ülkede yalnızca tıbbi gerekçelerle yapılmasına izin verilmektedir. Sosyal ya da kişisel nedenlerle cinsiyet belirlemek etik ve yasal açıdan doğru bulunmamaktadır. Çiftlerin bilinçli hareket etmesi, sürece gerçekçi beklentilerle yaklaşması ve mutlaka uzman hekim desteği alması başarı için en önemli faktörlerdir. Op. Dr. Öznur Dündar Akın, tüp bebek tedavisinde bilimsel, etik ve insani değerleri ön planda tutarak çiftlere en doğru rehberliği sunmakta, onların sağlıklı çocuk sahibi olmasına yardımcı olmaktadır.
Butona basıp bizimle iletişime geçebilirsiniz
İletişime Geç!Yeni bir hayatın başlangıcında, annenin ve bebeğin sağlığı her şeyden önemlidir.
Bu Tasarım © 2021 SEO Mucidi tarafından yapılmıştır.